Bir Interrail Macerası - İspanya - Barcelona Kazan, Ben Kepçe (1)
Sabah 10'da uyanıp Barcelona sokaklarına attım kendimi. Rehber kitabımda adı geçen yerleri bir güne sığdırmak ciddi bir koşuşturma vaadediyordu bana. Barcelona'da görülmesi gereken yerlerin önemli bir bölümü Gaudi'nin eserlerinden oluşuyor. Ancak Gaudi konusuna birazdan değineceğim. Yürüme rotamdaki ilk nokta La Rambla caddesi. Yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki bu cadde 6 farklı yürüme alanından (ramblas) müteşekkil ve Plaça De Catalunya'dan (Katalan Meydanı) başlayıp sahildeki Monument a Colom'a kadar uzanıyor.
Ara sokaklardan La Rambla'ya çıkıp sahile doğru yöneldim. Limana vardığımda Christopher Columbus'un işaret parmağıyla Libya'yı gösterdiği, oldukça yüksek bir anıt olan "Monument a Colom" 'a ulaştım. Bu anıtın güzelliği, içinde bulunan bir asansörle aynı Galata Kulesi misali tepesine çıkıp Barcelona'nın önemli noktalarını görebilmeniz ve resmedebilmeniz. Marina'da biraz oyalandıktan sonra La Rambla'ya geri döndüm. Avrupa'nın belli başlı şehirlerindeki meydanlarda gördüğüm insan heykeller bu caddede oldukça yaygın.
Yürümeye devam edip şehrin en ucuz yemek mekanlarından biri olan "La Boqueria - Mercat De Sant Josep" 'e vardım. La Rambla 89 numarada bulunan bu mekan günlük koşuşturmasıyla, yapılandırması tamamen çelikten yapılmış Modernist mimarisiyle ve Mısır Çarşısı kıvamındaki kalabalığıyla kaçırılmaması gereken bir nokta. Özellikle taze meyve almak ve ucuz deniz mahsulleri yemek için ideal. Öğle yemeğinde hatrı sayılır deniz mahsulünü mideye indirdikten sonra Barcelona'yı benim için daha da çekici kılan Gaudi'nin eserlerini keşfetmek için yola koyuldum.
Antoni Gaudi, 1852 yılında dünyaya gelmiş ünlü bir Katalan mimar. Modernizmin en önemli temsilcilerinden biri olan Gaudi Barcelona'ya birçok anlamda hayat vermiş. Şehir merkezinde yürümeye başladıktan sonra dehanın birçok eserine ardarda şahit oluyorsunuz. Gaudi'nin dünyasındaki ilk durağım aslında bir apartman olan Casa Battlo. Kaptan Nemo'nun meşhur denizaltısi Nautilius'u andıran girişi, yumurta şeklindeki pencereleri, sanki Hansel ve Gretel'in masal evinden getirilmiş sokak kapıları, George Lucas'ın "Yıldız Savaşları" film setini andıran çatısı insanı ister istemez ayrı bir dünyaya alıp götürüyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder